ıoannıs kilisesi

Aziz Ioannis Kilisesi

Vaftizci Yahya Kilisesi Uzunköprü ilçesinin kuzey-doğusunda, Muradiye mahallesinde yer almaktadır. Günümüzde yapı işlek bir yolun kıyısında olup diğer üç cephesi, yapılarla çevrilidir.  Kilisenin kitabesinden, Vaftizci Yahya adına 1875 yılında inşa edildiği öğrenilmektedir. Batı cephesindeki ana giriş kapısı kemeri üzerinde duvara gömülü olarak yer alan kare kitabe, edebi metinlerde kullanılan Katherevousa Alfabesi ile yazılmış olup “Tanrının Evi(Kilise) Vaftizci Yahya(İoannis Prodromos) hatırasına Ağustos ayında miladi yıl 1875’te yapıldı” anlamında tercüme edilebilir.

   Ancak bu kitabe, çok basit ve süslemesi bile olmayan bir levhadır. Olasılıkla ana giriş kapısı üzerindeki kemer boşluğu içinde daha gösterişli bir kitabesi olduğu düşünülebilir ancak bugün için böyle bir kitabenin varlığından emin olamıyoruz.
   Vaftizci Yahya Kilisesi genel anlamı ile bakıldığında narteksi, naos ve yan nefleri ve dışa taşkın apsisi ile tipik bir bazilika planı göstermektedir. Yapıyı Edirne’deki Bulgar Ortodoks kiliselerine yakınlaştıran ve farklı bir özellik kazandıran olgu ise narteksin yan nefler ile aynı hizada sınırlanmayıp, pahlanmış köşeler yaparak “U” biçimiyle yan neflerin 1/3’lük bölümünü sarmasından kaynaklanır.

Yapının inşasında büyük oranda taş, kesme taş ve kısıtlı miktarda da tuğla malzeme kullanılmıştır. Yapının beden duvarlarının tamamında moloz taş duvar örgüsü kullanılırken, taş sıralarına tekli tuğla sıraları ile bir düzen verilmeye çalışılmıştır. Apsis cephesinde, apsiste yer alan pencerenin hemen altından geçen 3 sıralık bir tuğla dizisi yalnızca bu cephede izlenebilmektedir. Beden duvarlarının tüm bağlantı noktalarında ise düzenli kesme taş işçiliği görülmektedir. Yapının tüm dış köşelerindeki bu bölümler dışa taşkın bir plaster gibi biçimlendirilmiş olup sembolik kaide ve başlıklara sahiptir. Kesme taş malzeme kullanılan bir diğer bölüm ise yapının içbükey eğimli saçak silmeleridir. Ahşap çatı örtüsü, doğu ve batı yönlerinden pahlandırılmış çift yana eğimli kırma çatıdır. Narteksin çatı örtüsü ise kendine özgü yapısı ile, Yapının mahya hattından daha alçak kotta biçimlenen formuyla bir transept formu gösterir gibidir. (Fotoğraf: Ali ÇITAK )

A-Dış Cepheler

Vaftizci Yahya Kilisesi, batıdan doğuya hafif eğimli bir arazi üzerinde konumlandırılmış olup, Narteks cephe pencerelerinin altından başlayan ve tüm cepheleri dolanan korniş hattı, nartekste sıfır noktasına yakınken apsis cephesinde 1 m.lik eğim farkı oluşmaktadır. Batı yönündeki naos ve yan neflere karşılık gelen beş açıklıklı narteksin iki yanında pahlandırılarak biçimlendirilmiş narteks kanatları yan neflerin yanında doğu yönünde uzanarak bu cephelerinde kadınlar için açılan birer kapı ile nihayetlenir. Narteksin bu pahlandırılmış bölümleri, narteksin ana bölümünden izole edilmiş durumda olup kapı girişlerinin hemen başlangıcında yükselen ahşap merdivenler kadınları, kendileri için narteksin üzerinde ikinci bir kat oluşturan emporiya katına ulaştırır. Narteksten naosa geçişler, Bizans kiliselerinde olduğu gibi üç açıklıkla sağlanmışsa da, narteks yapının terk edildiği dönemlerde depo olarak kullanıldığı için bu geçişler örülerek kapatılmıştır. Bugün için narteks ve naos bağlantısı ana girişin solunda bulunan yan girişin dolgusunun açılmış olmasıyla mümkün olmaktadır.

Narteks cephesindeki beş açıklıktan ortada olanı ana giriş kapısını oluşturur. Yukarıda da değindiğimiz üzere kesme taş öğeleri olan kemerli bu kapının üzerinde yine kemerli bir alınlık bölümü bulunmaktadır. Ancak kemerin içi boştur ve olasılıkla burada, Yapının inşasına izin veren Sultanın adını da taşıyan gösterişli bir kitabe bulunmaktaydı. Kemer alınlığının üzerinde yukarıda tercümesini verdiğimiz duvara gömülü bir mermer levha üzerine yazılmış süslemesiz sade bir kitabe vardır. Mermer kitabe levhası ile saçak silmesi arasında demir işçiliği gösteren parmaklıklı, yine kesme taş söveli kemerli bir pencere açıklığı bulunmaktadır.

   Narteks ve diğer tüm cepheleri, Ana giriş kapısının eşik seviyesinin iki yanından başlayan bir korniş hattı dolaşır. Kapının her iki yanında birbirine eşit mesafelerde bulunan, bugün taş, briket ve tuğla malzeme ile kapatılmış kesme taş söveli kemerli ikişer pencere bulunmaktadır. Bu pencerelerin denizlik kısımlarını oluşturan ikinci bir korniş hattı tüm yapıyı dolaşmayıp, pencerelerin bitim noktalarında sona ermektedir. Dört pencerenin de üzerinde taş ve tuğla sıralarından oluşan kemerli alınlıklar mevcuttur. Diğer bazı pencerelerde olduğu üzere bu kemerli alınlıklarda tuğladan haç motifleri olduğunu düşünebiliriz ancak bugün böyle bir şey görmek mümkün değildir.

   Narteksin pahlandırılmış cephesi ile yan cephelerinde herhangi bir mimari hareketlilik yoktur, yalnızca pahlandırılmış olan her iki cephenin hemen saçak altında daha küçük boyutlu, kesme taş söveli, denizlikli basık kemerli pencereler vardır.

Narteksin, kadınlar için ayrılmış girişlerin bulunduğu doğuya bakan kanat cephelerinde ise giriş kapıları ve pencerelerle sağlanan birbirine eş bir hareketlilik vardır. Bu cephelerde yan neflerin duvarına bitişik olarak yerleştirilen giriş kapılarına, eğimden ötürü üç basamaklı taş bir merdivenle ulaşılır. Diktdörtgen kapı açıklıkları ve üzerindeki basık kemerli kısa ve geniş aydınlatma pencereleri kesme taş sövelerle belirlenmiştir. Aydınlatma pencereleri üzerinde, narteks cephesinde olduğu gibi taş ve tuğla sıralarından oluşan kemerli bir alınlık mevcuttur. Cephenin dizaynı bunlarla bitmez ve kemerli alınlığın üzerinde, pahlandırılmış yüzeydeki ile karşılıklı olacak şekilde aynı biçimde taş söveli, basık kemerli, denizlikli birer pencere yer alır.

   Vaftizci Yahya Kilisesinin Güney ve kuzey yan cepheleri benzer şekilde üçerli pencere taksimatına sahiptir. Yalnızca ana yola bakan güney cephede İkonastasis ve apsis bölümleri arasında beş basamaklı taş bir merdivenle ulaşılan bir yan giriş(ki kilisenin içine giriş bugün bu kapıdan sağlanmaktadır) ve üzerinde yine taş söğeli ancak diğer üç pencereden daha küçük ve basit bir dördüncü pencere bulunmaktadır. Bu yan giriş kapısı diğer giriş kapıları ve pencerelerden farklı olarak taş sövelerle oluşturulmamış sanki mevcut duvara sonradan açılmış gibidir. Her iki cephede aynı üçerli taksimata ve forma sahip pencereler, boyutları farklı olmakla beraber narteks pencereleri ile aynı özellikleri taşıyan, taş söveli, kemer alınlıklı, denizlikli ve demir parmaklı pencerelerdir. Narteks cephesinde başlayan korniş hattı altındaki seviye farklılıkları, arazinin eğimini bu cephelerde belirgin olarak izleyebilmemize olanak tanımaktadır. 

Apsis cephesi, yarım yuvarlak apsis çıkıntısı, bu cephedeki her biri değişik form gösteren dört küçük penceresi ve nihayet tüm yapıyı dolanan korniş hattı ile, Narteks cephesi kadar hareketli bir cephedir. Bu cephede Yan apsis çıkıntıları görülmez ve daha önce olduğuna dair bir iz de yoktur. Arazinin eğimi nedeniyle zeminden 1 m. yükseğe kadar yükselmiş olan korniş hattının yine yaklaşık 1 m. Üzerinde üç sıralı tuğla dizisinden oluşan ancak devamını diğer cephelerde izleyemediğimiz tuğla bir kuşak görülmektedir. Dört pencerenin hepsi farklı formlar gösterse de hepsinin taş söveleri vardır ve yuvarlak pencere hariç hepsinin kemerli alınlıkları, pencere formuna göre biçimlenen demir şebekeleri vardır. Yarım yuvarlak apsis çıkıntısı üzerinde, tuğla kuşağın hemen üzerinde yer alan taş söveli pencere basık kemerli küçük bir penceredir. Apsis cephesinin iki ucunda, saçak silmelerinin hemen altında yer alan kemer alınlıklı iki pencere, palmeti andıran bir açıklığa sahiptir. Cephenin son penceresi yine saçak silmelerinin hemen altında, apsis yarım yuvarlak çıkıntısının hemen üzerinde yer alan yuvarlak formlu bir penceredir ve kendine özgü bir demir şebekesi vardır. 

B-İç Mekan

   Vaftizci Yahya Kilisesinin iç mekanında tipik bir bazilikanın iç görünümünü izlemek mümkün olur: naos, yan nefler, yarım yuvarlak ana apsis ve ahşap tavanlı kiremit çatı. Yan apsislerden yalnızca kuzey tarafta olanı, ancak o da artık bir nişe dönüşmüş olarak görülebilir. Ana mekan apsis bölümü hariçte tutulduğunda 12.20 m. Uzunluk ve 12 m. Genişlik ölçüsüyle kareye yakın bir form gösterir. Naos genişliği 5.95 m. yan nef genişlikleri ise birbirine eşit olarak 2.70 m.dir.

   Nefleri ayıran, üzeri kıtıklı sıva ile kaplanmış beşerli iki sütun dizisi naos ve yan nefleri birbirinden ayırırken, İkonastasis duvarının bulunması gereken hizaya kadar uzanırlar. Sütun dizilerinde eksik olan yoktur ama özellikle alt kısımlarındaki sıva kaplamaları dökülmüş olup sütunların ahşap ve sıvalı halini bir arada görebilmek mümkündür. Dizi sütunları Edirne’deki iki kiliseden farklı olarak Dor düzenini hatırlatan sade başlıklarla sonlanırlar. Dizilerdeki sütunlar birbirine ahşap destekli kemerlerle bağlanırken üzerlerinde ahşap çatı ve tavan elemanlarını taşırlar. Naosun uzun tavanı yan neflere göre daha yüksektir ve tam ortasında oval bir madalyon-göbek yer alır. Bu göbek bir aydınlatma elemanını taşıyabileceği gibi madalyon çerçevesi içinde bir haç motifini de barındırdığı düşünülebilir. Naos ve yan nef tavanları narteks bölümünün üzerine kadar uzanır. 

   Narteks bölümünün bir zaman depo olarak kullanıldığını belirttiğimiz giriş katı da benzer bir tavan örtüsü ile kaplıdır ama farklı olarak bu örtü aynı zamanda narteks ikinci katının zemini de oluşturur. Emporiya katı olarak düzenlendiği görülen narteks ikinci katı, Narteksin U formuna uygun olarak bu formu ikinci katta da tekrar eder. Ancak giriş katı seviyesinde narteks 3 bölümlüdür. Ana giriş bölümünün olduğu orta kısım naos ve yan neflerin genişliği ile uyumludur. U’nun kollarını oluşturan bölümler birer duvarla orta bölümden ayrılmışken geniş açıklıklarla her iki tarafta naosa direk bağlantıları vardır. Bu direk bağlantıların oluşu narteksin doğu cephesindeki yan girişlerin yalnız kadınların kullanımına ayrılmadığını düşündürür çünkü bu kapılardan giren kişi ister merdivenleri çıkarak emporiya katına, isterse bu bağlantıları kullanarak naosa geçebilir. Narteksin giriş katı üç bölümlü algılanırken, emporiya katını oluşturan ikinci kat, U formu boyunca kesintisiz uzanır. 

   Narteks üzerinde, saçak altında yer alan büyük pencere ile, apsis cephesinde saçak altı düzeyindeki yuvarlak pencere naosun aydınlatılmasını üstlenirken, apsis yuvarlağı üzerindeki orta boy pencere kapalı apsis bölümünü aydınlatır. Yan nefler ise, yine apsis cephesinin saçak altı düzeyinde iki kenarda yer alan pencerelerle aydınlanırlar, tabii bu arada yan cephe pencerelerinin de asıl aydınlanma kaynağı olduğunu unutmamak gerekir.
Apsis ve İkonastasis duvarının bulunduğu bölüm, naos zemininden basamak gerektirmeyecek kadar az bir kot farkıyla ayrılır. İkonastasis duvarının bugüne kalan bir izi görülemez ancak nefleri ayıran sütun dizilerindeki 5. Sütunların bu duvarların başlangıç noktasını oluşturduğunu düşünmek mümkündür. Naostan kademe farkıyla ayrılan apsis bölümünün zemini mermer levhalarla kaplanmıştır ancak apsis yarım yuvarlağı içinde bu kaplama levhaları dağıtılmıştır. 

C-Süsleme

   Yapıda süsleme olarak renkli kalem işleri ve alçı süsleme izleri görülse de bunlar yorumlanamayacak kadar kötü durumdadır. Kalem işi süslemelerin ne ifade ettiğini, karşılaştırma örneklerine bakarak anlayabiliyoruz. Sütun başlıklarının hemen üzerinde yer alan alçı işi çelenklerin içi bugün boştur ama bu çerçevelerinin içinde kilise büyüklerinin tasvirleri olduğunu düşünebiliriz. Naosta, nefleri ayıran sütun dizilerini birbirine bağlayan arşivoltların üzerindeki ahşap tavana bağlanan iç bükey şevli bölümlerde, kemer boşluklarının orta akslarının hizasında ise havari olduğu öne sürülen daha küçük figürler olsa da bunlar çok yıpranmış durumdadır. Kalem işi süslemesi görülen üçüncü bir yer, Güney yan cephede yer alan ihtiyaç kapısının hemen yanında yer alan ve tüm yapıyı dolandığını düşündüğümüz mavi ve gri renklerin hakim olduğu dekoratif bir bordür süslemesidir. Ancak Yapı içinde bu süslemenin başka bir parçasını göremedik. (resim 12) Sütun başlıklarının 9 Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Edirne, “No.12 “Uzunköprü Aziz İoannis Kilise-si” hemen üzerinde yer alan alçı işi çelenklerin dışında ise yan cephe pencerelerinin çevresinde alçı süsleme olduğuna dair izler görülebilmektedir.
Vaftizci Yahya Kilisesinin bugünkü durumu harap olsa da hakkında restorasyon kararı alınmış olması, rölöve ve restorasyon projelerinin hazırlanmış olması Yapıyı aydınlık günlerin beklediği yolunda bir umut ışığı gibi görünüyor.

III-Değerlendirme

   Vaftizci Yahya kilisesi üzerinde çalışma kararı aldığımızda, önceleri Yapıyı sadece 19 yy da yapılmış bir Rum kilisesi olarak düşünüyorduk. Ancak çalışmalarımız ilerledikçe Yapının, geçen yıl Denizli sempozyumunda verdiğimiz bildirideki Edirne Bulgar Ortodoks kiliseleri ile U biçimli narteksi dışında da ortak özellikleri olduğunu fark ettik. Dahası bir Yunanistan gezimizde, eski Osmanlı başkentlerinden olan Dimetoka’da yaptığımız gezide, Kale mahallesindeki Aziz Athanasios kilisesi de U biçimli narteksi ile dikkatimizi çekti. Aziz Athanasios kilisesi’ninin özelliklerini bu çalışmanın değerlendirmesinde kullanmak amacıyla yaptığımız araştırma sonucu ulaştığımız bir yayın ise bizi daha çok şaşkınlığa uğrattı: Dimetoka da U biçimi narteksi olan bir değil üç kilise vardı ki bununla da kalmıyor hemen 20 km güneyde kalan eski adıyla Sofulu(Soufli) kasabasında iki kilise daha karşımıza çıkıyordu. Bu beş kiliseyi zaman darlığı nedeniyle, dolaşıp etraflıca inceleme olanağı bulamadık. Bu nedenle değerlendirmeyi, aşağıda künyesini verdiğimiz yayında gördüklerimizin ışığında yaptık. Umarım ileride bu beş kiliseyi kap-sayan başka bir çalışmayı da gerçekleştirebiliriz.

A-Narteks

   Uzunköprü kilisesinin dışa kapalı narteksi, yan mekanlar, orta bölüme kapalı olduğu için üç bölümlü gibi algılanmaktadır. Diğer yedi yapıda da bu yönde yapılmış farklı düzenlemeler vardır. U biçimli narteksin batı cephesindeki köşelerin pahlanmış olması Uzunköprü kilisesine özgüdür ve diğer yedi örnekte görülmez.

B-Çatı ve Tavanlar

   Sekiz kilisede de bazilikalara özgü ahşap çatı ve tavan işçiliği görülür. Örneklerin bazıları Uzunköprü kilisesinde olduğu gibi orta ve yan neflerde farklı kotlarda şekillenen düz tavan örtülerine sahip iken bir kısmında(Dimetoka’daki iki örnek) doğu-batı yönünde yani apsise dik uzanan tonoz örtüler ile kapatılmıştır. Tonoz örtü kullanan örnekler Kurtarıcı İsa ve Meryemana kiliseleridir.

C-Sütun Dizileri

   Uzunköprü Vaftizci Yahya kilisesi, Dor düzenini andıran sütun başlıklarıyla sekiz kilise içinde en sade sütun başlıklarına sahip olan örnektir. Diğer yedi kilisenin tamamında kullanılan sütun başlıkları alçı malzeme ile biçimlendirilmiş Korint ya da kompozit başlıklara sahiptir. Yunanistan’da beşi de hala kilise olarak kullanılan yapıların sütun başlıkları altın yaldızlıdır. Edirne deki örnekler ise geçirdikleri restorasyon sırasında temizlenip-yenilenip beyaz renkle bırakılmıştır.

Her bir sütun dizisinde, Edirne Sv. Yorgi ve Dimetoka Kurtarıcı İsa kilisesinde dörder; Uzunköprü Vaftizci Yahya ve Edirne Sv. Konstantin ve Helena Kilisesinde beşer; Dimetoka Aziz Athanasios ve Meryemana ile Sofulu Aziz Athanasios ve Aya Yorgi kiliselerinde altışar sütun bulunmaktadır. Sütunların hepsi ahşap direkler üzerine kıtıklı sıva kaplamasıyla biçimlendirilmiştir.

D-Apsis Cepheleri ve Duvar Örgüleri

   Sekiz kilisenin hepsinde de protesis-diakonikon hücreleri bulunmadığı için Apsis cephelerinde yalnızca apsislerin yarım yuvarlak çıkıntısı cepheye hareket getirmektedir. Apsis ve İkonastasis duvarları arasındaki bölümlerde yer alan ihtiyaç kapıları, bazı örneklerde sağ(3 örnek), bazı örneklerde sol(4 örnek) yan cepheye açılırken sadece bir örnekte apsis cephesine açılmaktadır.

   Sekiz yapının da duvar işçiliğinde yapı malzemesi kesme taş, moloz taş ve tuğladır ancak Sofulu Aya Yorgi kilisesinin dış cepheleri boyalı olduğu için gerçek duvar örgüsünü elimizdeki resimlerden izlemek mümkün olmasa da bu yapının da diğerlerinden ayrı olduğunu düşünmüyoruz. Beden duvarlarında Moloz taş işçiliği kullanılırken bazı örneklerde tekli veya daha çok sayıda tuğla dizileri ile moloz taş sıraları düzene sokulmaya çalışılmıştır. Beden duvarlarının köşe oluşturduğu tüm birleşim yerlerinde, düzgün kesimli kesme taş duvar işçiliği görülür ama Uzunköprü örneğimizde bu bölümlerde estetik kaygı da güdülerek buralarda dekoratif kaidesi ve başlığı olan plaster şeklinde bir biçimlendirmeye gidilmiştir.

E-Süsleme

   Sekiz kilisenin hepsinde kalem işi süslemeler ve alçı süslemeler önemli yer tutar. Yunanistan’daki beş yapı halen kilise olarak kullanıldığı için buradaki süslemeler şüphesiz daha iyi durumdadır. Alçı süslemeler daha çok çerçeveleme mahiyetinde, yan cephelerin pencere boşluklarının ve apsis nişinin çevresinde kullanılmıştır. Yine alçı malzemeyle biçimlendirilen sütun başlıklarının üzerindeki kemer aralarında alçıdan çelenk formları oluşturulmuş ve bu çelenklerin içine Kilise büyüklerinin portreleri işlenmiştir. Yunanistan’daki kiliselere bakarak kemer boşluklarının üzerinde yine alçı malzeme ile oluşturulmuş dekoratif kıvrık dal motiflerinin orta nef duvarlarının tamamında izlenebildiğini söyleyebiliriz. Alçı süsleme çelenk ve dekoratif motiflerini, restorasyon geçiren örneklerde yalın şekilde görmek mümkündür, olasıdır ki aynı yöntem Uzunköprü kilisesinin restorasyonunda da uygulanacaktır.

   Uzunköprü Vaftizci Yahya kilisesinde, diğer kiliselerde görülmeyen iki yerde daha kalem işi süslemeler göze çarpar gerçi bunlar yıpranmış ya da büyük ölçüde yok olmuşlardır ama yine de bu durum diğer örneklerden bir farklılık olarak ayrıca yorumlanmalıdır. Bunlar Naosta, nefleri ayıran sütun dizilerini birbirine bağlayan arşivoltların üzerindeki ahşap tavana bağlanan içbükey şevli bölümlerde yer alan ve havari olduğu öne sürülen küçük figürler ile güney yan cephede yer alan ihtiyaç kapısının hemen yanında küçük bir bölümü izlenebilen ama tüm yapıyı dolandığını düşündüğümüz mavi ve gri renklerin hakim olduğu dekoratif bir bordür süslemesidir.

   Yunanistan’daki örneklerde, Nefleri ayıran sütun dizilerindeki bir sütun üzerinde konumlandırılan vaaz kürsüleri orijinal halleriyle durmakta, Edirne örneklerinde ise harap durumlarını gördüğümüz kürsüler ahşap malzemeyle sade bir biçimde yenilenmiştir. Uzunköprü kilisesindeki vaaz kürsüsünün izi bile kalmamıştır ama olasılıkla da bu yapının da dizideki sütunlardan birinin üzerinde konumlandırılmış bir vaaz kürsüsü vardı ve restorasyon sırasında bu olgu da göz önüne alınacaktır.

   Yukarıdaki özellikler bu kiliselerin İkonastasis duvarları için de geçerlidir. Yunanistan’daki beş kilisenin ikonastasi bugünlere gelmiş; Harap durumda gördüğümüz Edirne kiliselerinin ikonastasisleri de geçirdikleri restorasyon evresinde yenilenmişlerdir; Uzunköprü kilisesinde ise ikonastasisin izi bile görülmez.

Kaynak :Yılmaz Büktel(yrd.doç.dr) T.Ü. Edebiyat Fakültesi, Sanat Tarihi bölümü öğretim üyesi Edirne.  https://www.academia.edu/30278473/EDİRNE_UZUNKÖPRÜ_VAFTİZCİ_YAHYA_KİLİSESİ

Loading