cami ve türbeler

Cami ve Türbelerimiz

* Bu bölümde Uzunköprü’nün kuruluş dönemindeki eski camilerimiz ele alınmıştır.

UZUNKÖPRÜ’DE II.MURAT (Muradiye) CAMİİ

Günümüzde Muradiye camisi adı ile anılan cami, yeni kurulan Ergene kentinde Sultan II.Murat tarafından köprü ile beraber 1443 yılında yaptırılmıştır.

Osmanlı sultanlarının yaptığı camilere selatin camisi denir. Muradiye camimiz de bir selatin camisidir. Sultan II.Murat Ergene kentinde yaptırdığı, döneminde dünyanın en uzun taş köprüsü ve camisine çok değer vermiştir. Ergene kentinde oluşturduğu vakıf külliyesinin açılışında, büyük bir alçak gönüllülükle caminin mumlarını kendi elleri ile yakıp, Edirne’den davet ettiği ve Ergene kentinden katılan konuklarına yemekleri kendisi paylaştırmıştır.

Caminin ön, arka ve yan saçak örtüleri düz çatı olarak yapılmıştır. Sağ ön köşede kesme taştan yapılmış tek şerefeli bir minaresi vardır. Zaman aşımı nedeniyle pek yıkkın duruma gelen camiyi 1621 yılında II.Osman onartmıştır. Caminin ilk kuruluşundaki durumunu belirten minyatür resimde bahsedilen ortasındaki kubbe bölümü bütünü ile değiştirilmiş, çatı beşik örtü durumuna getirilmiş ve kurşunla kaplanmıştır.

22×19 m. boyutunda, dikdörtgen biçimindeki caminin, bu boyutlara göre duvardan pek alçaktır. Yüksekliği 5.70 metredir. Caminin önünde 3.80 X 22.20 metre boyutunda bir sundurması vardır. Sundurmanın çatısı on iki ahşap direk üzerine basmaktadır. Daha sonraki onarımlarda sundurmanın direkleri kaldırılmış, yerine duvar örülmüştür. Caminin çatısı duvarlar ve iki sütun üzerine oturtulmuştur. Osmanlı dönemi camilerinde yapılmış, dikdörtgen beşik örtülü camilerinin en büyüğüdür. Caminin içinde on iki ahşap direk üzerine oturtulmuş bir harimi vardır.

Ekrem Hakkı Ayverdi, “Osmanlı Mimarisinde Çelebi ve II.Murat Devri” yapıtında Uzunköprü II.Murat camisinin mihrabı güneyden doğuya 30 derecedir. Oysa Uzunköprü’de caminin kıblesi 34.5 derece olması gerekir diye saptamıştır.

Caminin avlusu ve güneyinde haziresi (mezarlığı) bulunmaktadır. Bu mezarlıklarda Uzunköprü’nün ünlü kişileri gömülüdür. Caminin sol ilerisinde imarete ait aşhane ve medrese bulunmaktaydı. Caminin üç kapısı vardır. Sundurmadan geçen ön giriş kapısı, batı kapısı ve kadınlar kapısı denilen doğu kapısıdır. Avlusunda da üç kapısı vardır. İkisi batıda biri de doğudadır. Batı üst kapısı üzerinde, Ergene medresesi müderrislerinde Enisü’l-Müsamirin adlı Edirne tarihini yazan Abdurrahman Hibrinin yazmış olduğu Mermer yazıt vardır. Yazıtta, Camiyi II.Murad’ın 1443 yılında yaptırdığı ve II. Osman’ın 1621 yılında onarttığı yazılıdır.

MURADİYE CAMİ ŞADIRVANI

Uzunköprü’de Muradiye camisi avlusunda, caminin giriş kapısı karşısında üst çatısı piramit biçiminde bir külahla örtülü bir şadırvan vardır. Caminin ayrılmaz bir öğesi olan şadırvan halkın abdest almaları için yapılmış üstü kapalı, çok musluklu bir çeşmedir, ilk yapıldığında suyu Sultan II.Murad’ın Malkoç yöresinden getirttiği su şebekesinden sağlanmaktaydı.

Şadırvan sekizgen prizma biçiminde bir hazinesi ve sekiz muslukludur. Her musluğun önünde, üstü ahşap beton oturma yerleri ve suların etrafa sıçramaması için derince bir yalak vardır, çatısı ilk yapıldığında, sekiz ahşap direk üzerine oturtulmuştu. Yeniden yapılanmasında ise sekiz demirli beton direk kullanıldı. Eski özgün yapısına bağlı kalınarak, hayırsever Sayın Ahmet Akalın tarafından günümüzdeki duruma getirilmiştir.

HALİSE HATUN CAMİİ

Hacı İbrahim Ağa tarafından eşi Halise Hatun adına 1700’lü yılların başında yaptırıldığı sanılmaktadır. Bir şerefeli minaresi 18.yüzyıllarda yapılan minarelere benzemektedir. Caminin güneyinde etrafı duvarlarla çevrili küçük bir haziresi (mezarlık) vardır. Haziresinde dikdörtgen prizma biçiminde, mermer sütunlarla çevrili bir anıt mezar vardır. Bunun bir aile mezarlığı olduğu anlaşılmaktadır. Bu anıt mezarda iki mermer sandukalı mezar görülmektedir. Bu mezarların Hacı İbrahim ağa ve eşi Halise Hatuna ait olduğu belirtilmektedir.

RIZA EFENDİ CAMİİ

Eski Rıza Efendi camisi yıkılmış ve yerine dernek yolu ile (1978) yılında kubbeli zarif bir cami yapılmıştır. Caminin bir şerefeli minaresi vardır. Eski Rıza Efendi camisinin yapısı ve minaresi 17.yüzyıl camilerini andırmaktadır. Önünde Hacı İbrahim ağanın 1724 yılında yaptırdığı çeşme vardı. Bu çeşme yeni yapılan cami inşaatı esnasında yıkılmıştır.
Caminin kurucusunun Rıza Efendi olduğunu 1894 Edirne Vilayeti Salnamesi’nden öğreniyoruz.

ŞEHSUVAR BEY CAMİİ

Caminin kurucusu Şehsuvar beydir. 15.yüzyılda yapılmıştır. Hayırsever Sayın Ahmet Akalın tarafından tümü ile yıktırılarak yerinde yepyeni bir cami ve iki şerefeli minaresini yaptırmıştır.Yalnız eski caminin minaresi yıkılmamıştır. Bu minarenin yapısına baktığımızda 15. yüzyılda yapılmış cami minarelerine benzemektedir.

türbeler

TÜRBELER

GAZİ TURHAN BEY TÜRBESİ:

Gazi Turhan bey, tüm Osmanlı ve Bizans kayıtlarında Paşayiğit Beyin oğlu Turhan Bey olarak geçer. Ömerbey köyünde doğmuştur. Babasının yanında yetişmiştir. Dünyaca Mora fatihi olarak tanınır. Türk soyuna büyük hizmetleri olmuştur. Babası Paşayiğit Bey Fatih Sultan Mehmet’in damadıdır. Rumeli’nin kademe kademe fethinde en büyük rolü oynayan serhat beylerinin Türk akıncı kumandanıdır. Gazi Turhan Bey’in ilk görevi Karadeniz sahilindeki Bizans şehirlerini zapt etmek olarak belirlenmiştir. Teselya, Mora ve Varna savaşlarında da büyük başarılar göstermiştir. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethi sırasında Bizans İmparatorluğu’na askeri yardım almasını engelleyerek, fethe büyük katkıda bulunmuştur. Türbesi İlçemiz Kırkavak Köyündedir.

ANABACI TÜRBESİ: Şehrin kurulmasından sonra Anadolu’nun muhtelif yerlerinden getirilen halkın arasında dul bir kadın ile kız kardeşi vardı. İsimleri bilinmeyen ve Ana-Bacı olarak tanınan bu iki hayır sever insan, o devirde hastaları birkisel yöntemlerle tedavi etmekteydi.

İkinci Murat, gerek şehrin kurulumu gerekse köprü inşaatı sırasında hastalanan usta ve işçilerin tedavisinde önemli rol oynayan Ana-Bacı’nın yerleştikleri Kırkkavak köyünden Uzunköprü’ye getirilmelerini buyurdu. Ana 124,Bacı ise 110 yaşında vefat ettiği söylenmekte olup türbeleri günümüz Beyaz Saray parkının isimleri verilen Ana-Bacı Caddesinin köşesindedir.

AT BABA: Uzunköprü ilçesinde Hıdırellez yeri mevkiinde AT Baba, yatırları vardır. Trakya’da Ehli Beyt yolu erkanına bağlı köy ve yerleşim merkezlerinde bir yatır veya bir yatırın izleri bulunmaktadır.

KUM BABA: Uzunköprü yöresinin alınması sırasında şehit olan Serdengeçti Türk akıncısı. 1357. Kırk Erenler, serden geçti akıncılar, Rumeli’ne geçtiklerinde, atının heybesine kum doldurup, yakın savaşlarda düşman askerinin gözlerine hışımla kum atarak, onları iş görmez hale getirerek saf dışı eden bir yiğit varmış. KUM BABA diye anılır.
Rivayete göre, bir gün arkadaşlarına demiş ki “ Din-i mübini İslâm’a bu yolda hizmet ettim, Heybedeki kumlarım nerede tükenirse bizimde vazifemiz orada bitecek” der. Son avuç kumunu da, Uzunköprü’nün bulunduğu yörede Kafirlerle yaptığı savaşta serptiğinde vade sona erip şehitlik şerbetini içer ve onu arkadaşları hemen oraya defnederler. Uzunköprü’de KUM BABA diye halen ziyaret edilir.
Kum Baba ile ilgili Uzunköprü’de günümüze kadar halk arasında söylene gelen diğer bir (söylence) rivayet ise, Rumeli’ye geçen ilk kırk kişilik sal, karşıya geçmek üzere sahilden ayrılır. Sala binmeye yetişemeyen Kumbaba atından iner. Heybesini omzuna alır. Heybesinden tarlasına buğday eker gibi denizin üzerine kum serpmeye başlar. Denizde bir yol olur. Böylece Kum baba bu yol üzerinde yürüyerek, salla Rumeli’ye geçen arkadaşlarına yetişir. Kırk erenler arasında yeri olan serdengeçti, savaşçı, Türk Dervişi Kum baba Rumeli’nin fethinde Uzunköprü yöresinin alınışına kadar tüm savaşlara katılmış.

ETHEM BEY Yatırı. Akıncı Subaylarından birine ait olduğuna inanılan türbe Ethemi çeşme mevkidedir.

GAZİ MAHMUT BABA belediye parkındadır. Burada şehit düşen bir akıncı Komutanı olduğuna inanılmaktadır.

GÜL BABA. İlçenin Muradiye mahallesindedir.

MEHMET DEDE Akıncı Erlerinden birine ait olduğuna inanılan türbe Aşcı oğlu mahallesindedir.

PARDUDAR İBRAHİM BEY.Akıncı Subaylarından birine ait olduğuna inanılan türbe Parpudar bayırın yanındaki yüksek bir tepededir.

SALİ BABA Habip Hoca mahallesinde bir şahsa ait olan evin bahçesindedir. Akıncı erlerinden birinin mezarı olduğu inanılmaktadır.

Gazi Mahmut Türbesi
Kum Baba Türbesi
Parpudar İbrahim Bey
Mehmet Dede
Salı Dede

Loading